ELEKTRİK SİNYALLERİNİ YORUMLAYAN BENZERSİZ TASARIM:BEYNİMİZ


trafımızda var olan şeyleri kusursuzca görür, sesleri rahatlıkla birbirinden ayırt eder, küçük yaşlarda kokladığımız bir çiçeği yıllar sonra yine kokusundan tanıyabiliriz. Parmağımıza batan bir iğnenin acısını hemen hisseder, soğukta üşür, sıcakta terleriz. Araba kullanırken bir ayağımızla gaz pedalına basar, aynı anda bir elimizle direksiyonu yönlendirir, diğeri ile vites değiştirir, parmaklarımızla çalan müziğe tempo tutar ve aynı anda yanımızdaki arkadaşımızla konuşuruz. Konuşurken bir yandan onu dinler ve söylediklerine mantıklı cevaplar vermeye çalışırız. Bu arada yakın veya uzak geçmişe dair pek çok detay aklımıza gelebilir, hatırladığımız anları zihnimizde canlandırabiliriz. Bu esnada etrafımızdaki pek çok detayı kusursuz bir şekilde görüp algılarız. Hatta tüm bunları yaparken eğer karşımıza aniden bir araç çıkarsa hiç vakit kaybetmeden frene basar, direksiyon kontrolünü elimizden bırakmayız.


Sinir sistemini, itfaiye teşkilatının haber alma merkezine benzetebiliriz. Merkeze bir uyarı ulaştığında, buradaki görevli bilgiyi analiz eder, talimatlar gönderir ve harekete geçilmesini sağlar.

Tüm bunların oluşması için gereken işlemler beynimizin kontrolünde gerçekleşir. Beyin, doğduğumuz andan itibaren hayatımızı sürdürebilmemiz için tüm ihtiyaçlarımızı tespit eden; bunların tedarik edilmesi için gerekli düzenlemeleri yapan, planlayan, organize eden; sonra da bunların yerine getirilmesi için talimatlar veren ve hata yapmaksızın çalışan ana yönetim merkezidir. Tüm bunları gerçekleştirirken beynimiz iki seviyede vücudumuzun kontrol merkezi gibi davranır. Birincisi bizim farkında olduğumuz yürüme, okuma ve ezber gibi bilinçli faaliyetlerimizdir. Diğeri ise nefes alma, kalbin atışı, bağırsakların kasılması gibi bilinçsiz, kontrol edilemeyen faaliyetleri kapsar. Beyin bu faaliyetleri her an her saniye otomatik pilota bağlanmış gibi yönetir.

Tüm bunların yanı sıra kimi zaman haberimizin olmadığı fakat bedenimizde sürekli olarak meydana gelen olaylar da vardır. Aynı anda vücudun her noktasındaki sinirlerden gelen uyarılar sayesinde oturduğumuz koltuğun şeklini, yumuşaklığını, havanın serinliğini algılar; yüzlerce detay görüp bunlar hakkında yorum yapabiliriz. Ensemize değen bir saç teli bile aynı kusursuzluk ve zamanlama ile bize bir his olarak iletilir. Beynin görevlerini şöyle bir örnek üzerinden düşünebiliriz: Milyonlarca kişinin aynı anda size bilgi vermek, soru sormak istediğini farz edelim. Bu soruların her birinin ayrı bir uzmanlık alanı gerektirdiğini ve cevaplarınız yanlış olduğunda hastalıkla hatta ölümle sonuçlanabilen ağır bir sorumluluk taşıdığını varsayalım. Bu kişilerin neyi, nasıl yapmaları gerektiğine dair cevapları saniyeden daha kısa sürelerde almaları gerektiğini düşünürseniz, bunun ne denli zor bir görev olduğu daha iyi anlaşılacaktır. Üstelik burada cevap vermesi gereken, şuursuz yağ ve proteinlerden oluşan bir et parçasıdır. Dolayısıyla herşeyi beynimizin yaptığını söylemek -ne kadar mükemmel bir yapıya sahip olsa da- yeterli değildir. Beynimize bu görevleri ilham eden ve onu, bunların üstesinden gelebileceği özel tasarımlarla var eden üstün akıl ve ilim sahibi bir Yaratıcı vardır. Bu Yaratıcı hepimizin Rabbi olan Yüce Allah'tır.

0 yorum:

Yorum Gönder